Otizmli çocukların hepsinin özellikleri birbirinden farklıdır. Birbirlerinden farklı gelişimsel özellikleri olması nedeniyle en ağırdan hafife doğru bir spektrum ( yelpaze ) içinde değerlendirilirler. Otizmde görülen bazı belirtiler bir çocukta yoğun olarak gözlemlenirken, diğer bir çocukta nadir ve ya hiç görülmeyebilir. Bazı otizm belirtileri zaman içinde kaybolabilir ya da yerini farklı davranışlara bırakabilir.

Zihinsel Gelişim Özellikleri

Otizmli çocukların en şaşırtıcı özellikleri, bir çok alanda sınırlı becerileri olmasına karşın, bazı alanlarda özel becerilere sahip olabilmeleridir. Bazı otizmli çocuklar konuşamayabilirler, ancak şarkı söyleyebilir ya da iyi enstrüman çalabilirler. Bu çocuklarda müzik becerisinin yanı sıra kuvvetli bir hafıza yeteneklerinin olduğu da belirtilmektedir. Örneğin, geçen yıl yapılan kutlama tarihini veya bir gezinin zamanını hatırlayabilirler. Bazı çocukların yıllar önce gittiği bir yeri, o yerdeki özel bir eşyayı unutmadığı, çok uzun şiirleri ezberleyebildiği, televizyonda izlediği çok uzun bir konuşmayı olduğu gibi tekrar edebildiği bilinmektedir.

Bazı küçük otizmli çocuklar 2 – 3 yaşlarında kendi kendilerine okumayı öğrenebilirler. Ancak okuduklarından bir anlam çıkaramazlar. Çocuklarda görülen bu durum “hiperleksi” olarak tanımlanır. Hiperleksi genelde zeka seviyeleri yüksek otizmli bireylerde ve çoğunlukla erkek çocuklarda görülür.

Otizmli çocukların diğer bir özel becerisi de sayılar ve sayısal ilişkiler üzerinedir. Bazıları, sayıları çok çabuk öğrenir ve çok güç işlemleri akıldan yapabilirler. Ayrıca otizmli bireylerin bazılarının görsel algıları diğer becerilerine göre çok daha iyidir. Gördüğü resimleri çok iyi kopya eden, güzel boyayan mekanik oyuncakları söküp takabilen, karmaşık yap – bozları kolayca tamamlayabilen otizmli çocuklara da rastlanmaktadır.

Artı Kalite Özel Eğitim Merkezi olarak zihinsel gelişimin ne kadar önemli olduğunu her fırsatta vurgulamaktayız. Her bireyin doğuştan sahip olduğu bir zeka kapasitesi var olup; bu kapasiteyi en üst düzeyde kullanabilmek için çevre ve uyaranlarının, bilinçli ailelerin etkisinin belirleyen etmenlerdendir. Bu bilgileri odak noktasında tutarak çocuğa aktif, katılımcı, araştırmacı, uyaranlarla zenginleştirilmiş olanak ve eğitimler sağlayarak çocukların doğuştan sahip oldukları zeka kapasitelerini en üst düzeye çıkartmayı hedefleyerek çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Dil Gelişimi özellikleri

Normal bebeklerde görülen babıldamaların (ba-ba-ba sesleri) otizmli bebeklerde görülmediği belirlenmiştir. Ayrıca diğer kişilerin kendileriyle konuşmalarını ya da seslenmelerine karşı tepkisiz kaldıkları gözlenmiştir. Bazı otizmli çocuklar, 0 – 2 yaş döneminde tamamen sessiz kalırken bazıları ise yaşıtları gibi birkaç kelime öğrenebilirler.

Otizmin iki ana semptomu konuşma, dil ve iletişim problemidir. Yaklaşık olarak otizmli çocukların % 40 ‘ ında konuşma gelişmeyebilir ya da sınırlı alanda gelişir.
Otizmli çocukların % 80 ‘ inde, okul öncesi eğitim çağında fonksiyonel iletişim gelişmeyebilir. Bazı otizmli çocuklarda ise 12 – 24 ay arasında var olan dilin tümünü veya bir kısmını kaybederler. Bu duruma “otistik regresyon “ (gerileme) denir.

IQ’ su 70’ in üzerinde olanlarda, 5 yaşından önce konuşması gelişmiş olanlarda, etiyolojide organik bir problem saptanmamış olanlarda, anne ve çocuk arasında duygusal bağ güçlü olanlarda ve özel eğitim alanlarda gidiş iyidir. Erken tanı, çocuğun eğitimine erken başlamasını sağlayacağı için önemlidir. Zeka bölümünün 50‘ nin altında olması, sözel iletişim geliştirmemiş olması, tabloya başka eşlik edn bulguların olması (epilepsi gibi) ve klinik belirtilerin şiddetli olması durumu zorlayan belirtilerdir.

Otizmli çocukların bazılarında, ergenlik döneminde bile konuşma başlayabilir. Bu nedenle, otizm de kesin yargılara varmak doğru değildir.

Artı Kalite Özel Eğitim Merkezi olarak yaptığımız çalışmalarda; erken çocukluk dönemi süresinde 4 yaş ve öncesinde konuşma becerileri kazandırabildiğimiz öğrencilerimizin, okul dönemine geldiklerinde dili aktif bir şekilde kullanabildikleri ve akran grubu ile aynı hatta bazı konularda dili daha etkili kullanabilmeyi başaran öğrencilerimiz vardır. Otizmli çocukların konuşmama, geç konuşma ya da jargonlarla konuşmasının nedenlerinin iyi tespit edilip, bu durumları ortadan kaldırarak mümkün olan en iyi seviyeye getirmak için çalışmalar yapılmaktadır.

OTİZMLİ ÇOCUKLARIN KONUŞMA PROBLEMLERİ:

Konuşulanları Anlamada Güçlük: Otistik çocukların önemli bir özelliği, dil gelişimleri ne kadar iyi olursa olsun sözcükleri sözlük anlamlarında yorumlamalarıdır. Her kelimeyi somut olarak canlandırdıkları için, soyutu kavrama, ikinci bir anlamını düşünme otizmli çocuklar için çoğunlukla kafa karıştırıcı olmaktadır. Bu yüzden, deyim ve atasözlerini anlamaktan çok ezberleyerek öğrenmekte bu durum da ancak ilerleyen yaşlarda olabilmektedir. Örneğin otizmli bir çocuk için; “Ağlamaktan gözleri çıkmak, küçük dilini yutmak, donup kalmak, kalbin kırık olması” gibi ifaderi duyduklarında anlamlandıramamkta ve bu yüzden bu kelimeri kullanmaktan kaçınılmalıdır.

Velimiz olan bir anne arabada 4 yaşındaki kızı ile bir yere gitmektedirler. Kız anneye çişinin geldiğini söylemiş, anne de “kızım sık dişini az kaldı” demiştir. Kız bu cevabın üzerine sessizleşmiş, anne kızına bakınca kızın dişlerini sıktığını görmüştür  Tabi kız annesinin kendisine neden güldüğünü anlamamıştır…

Dili iyi anlayan otizmli yetişkin bireyler bile zaman zaman hata yapabilmektedir. Yurt dışında kendi başına yolculuk edebilen otizmli bir yetişkin, kendisine bir toplu taşıma kartı satın alır. Kartın üzerinde “Gece yarısına kadar geçerlidir” yazmaktadır. Adam o gece eve yorgunluktan tükenmiş bir halde döner, çünkü kartın üzerinde yazanları mutlak bir yönerge sanıp geceyarısına kadar metroda yolculuk etmiştir.

Artı Kalite Özel Eğitim Merkezi olarak yaptığımız çalışmalar sonucunda; bazı otizmli bireylerin zamanla bir çok beceri gibi günlük dili, deyim ve atasözlerini, mizahı, kültürel esprileri kazanabildikleri, günlük hayatlarına transfer ederek kullanabildikleri gözlemlenmiştir.

Ekolali: Ekolali, çocuğun duyduğu kelimeleri, cümleleri konuşmacının hemen arkasından veya daha sonra taklit etmesidir. Normalde çocuklar, konuşmaya, duydukları kelimeleri taklit etmeyle başlarlar. Ancak bu taklit dönemi, 2,5 yaş civarında sona erer. Otizmli çocukların bazıları da ilk kelimelerini, anlamlarına dikkat etmeden papağan gibi taklit ederek öğrenirler. Bazen kelimeleri, bazen de cümleleri olduğu gibi tekrar ederler. Kelimeleri, taklit ettikleri konuşmacının aksanı ve vurgulamalarıyla söylerler.

Merkezimizde yaptığımız çalışmalar sonucunda Ekolali çocukların bağımsız konuşmaya geçmeden bir önceki aşama olduğunu, bu sürecin iyi değerlendirilmesi gerektini söyleyebiliriz. Bu sürecin sonucunda istek, ilgi ve ihtiyaçlarını bağımsız olarak ifade edebilecek düzeye getirmek için çalışmalar yapılmaya başlanmaktadır.

Gramer Bozuklukları: Konuşabilen otistik çocuklarda gramer bozuklukları da yaygın olarak görülür. Cümlelerdeki fiil eklerini söylememek yaygındır. “Okula gidelim” yerine “okul git” demek ya da “yemekten sonra şeker ver” yerine “şeker, yemek yer” demek gibi gramer yanlışlıkları yaparlar. Çocuğun ilerleyen yaşıyla birlikte konuşma becerisi de arttıkça, ve bu yönde yapılan çalışmalar sonucunda gramer bozuklukları ortadan kalkmaktadır.

Zamirlerin Yer Değiştirmesi: Konuşmadaki en belirgin özelliklerden birisi de şahıs zamirlerinin yerlerinin değiştirilmesidir. Birinci tekil şahıs “ben” yerine, “sen” veya “o” kullanırlar. Özellikle “ben” zamirini kullanma çok az görülür. (“Giderim” yerine “gider, gidersin” kelimelerini kullanmak gibi)

Artı Kalite Özel Eğitim merkezi olarak yaptığımız çalışmalar itibarı ile İletişim Becerileri Dil ve Konuşma çalışmaları sonucunda yaşanan bu problemlerin en aza indirildiği, hatta tamamen ortadan kalktığı vakalarımızın sayısı oldukça yüksektir.

Sosyal – Duygusal Gelişim Özellikleri

Profesyoneller için çocukların sosyal iletişim becerileri, otizm tanısında belirleyici etkenlerden birisidir. Bu çocukların hem basit hem de kompleks sosyal iletişim becerileri çoğunlukla akranlarına göre yavaş ilerler. Normal gelişim gösteren çocuklar, bir çok sosyal beceriyi başkalarını taklit ederek ve gözleyerek öğrenirler. Bunun aksine otizmli çocuklar sosyal becerileri bu yolla öğrenmekte zorlanırlar.

Artı Özel Eğitim Merkezi olarak yaptığımız uzun süreli çalışmaların sonucunda bazı otizmli bireylerin en bariz olarak yaşadıkları sosyalleşme, kurgusal ( hayali ) oyun oynama becerileri, grup oyunları gibi alanlarda da oldukça iyi düzeye gelinebildiği, hatta bazı çocukların keyif alarak bahsedilen oyun ya da arkadaş tercihleri yapabildikleri gözlenmektedir.

Motor Gelişim Özellikleri

Kanner, otizmli çocukların normal bir motor gelişime sahip olduklarını belirtmiştir. Fiziksel görünüş olarak normal olan bu çocuklarda, motor becerilerin gelişiminde yaşıtlarına göre farklılıklar gözlenmektedir. Fiziksel yapı olarak, bir çok beceriyi normal zamanında gerçekleştirecek gibi görünmelerine rağmen, bazı becerilerin gelişim geç olabilmektedir. Otizmli çocuklarda motor becerilerin gelişimi genellikle kronolojik yaşlarına yakındır. Bu çocuklar, hareketin yönergeye uygun olarak ve hareketin seri olarak gerçekleştirilmesinde sorun yaşayabilirler. Örneğin; kağıt kesme, bir kutu içine küpleri atma gibi ince motor becerilerde yetersizlikler göze çarpmaktadır.

Yapmak istedikleri şeyleri hızla ve beceriklice yaptıkları halde, ilgilerini çekmeyen şeyleri yapmaları istendiğinde hareketlerine aksaklık ve hantallık görülebilir.

Büyük olasılıkla çiğneme ve yutma kaslarının eşgüdümünü sağlamada, yaşadıkları zorluklar nedeniyle bazı çocukların yumrulu yiyecekleri çiğnemeyi öğrenmede sorunları olur. Normalden daha uzun bir süre yiyeceklerin ezilerek verilmesi gerekir.
Temel hareket becerilerinin gelişimi, çocuğun daha karmaşık davranışları öğrenmesi açısından önemlidir. Bu becerilerin gelişimi, diğer vücut hareketlerinin gelişimine bir zemin hazırlamakta, kompleks hareketlerin kazanılmasına da yardımcı olmaktadır. Bu nedenle otizmli çocukların, okul öncesi yaşlardan itibaren sporun herhangi bir dalına yönlendirilmesi (özellikle yüzme) Özel Eğitim de kullanılan motor beceri çalışma programları onların gelişimini olumlu yönde etkileyecektir.

 

İşitsel Uyarılara (seslere) Tepkileri: Bu dönemde seslere karşı çok değişik tepkiler görülmektedir. Çocukların seslere hiç bir tepki vermemesi birçok anne-babayı, işitme problemi endişesi ile doktorlara gitmeye yöneltmektedir. Yapılan testler çocukların işitmelerinde organik olarak bir sorunun olmadığını göstermektedir. Gerçekten de bazen seslere hiç tepki vermedikleri, bazen en ufak seslere aşırı tepki gösterdikleri bazı seslere de çok duyarlı oldukları gözlenmektedir.

Görsel Uyarılara Tepkileri: Bu dönemde görsel uyarıcılara karşı normal dışı tepkiler yaygın olarak görülebilir. İnsan yüzlerine ve çevrelerindeki birçok nesneye bakmamalarına karşın, hareket eden, dönen ya da parlak olan bazı cisimlere çok uzun süre bakabilirler.

Acı, Sıcak, Soğuğa Karşı Tepkiler: Bu tepkiler, bazı çocuklarda acıyı, sıcağı ve soğuğu fark etmeme şeklinde ortaya çıkarken bazılarında ise soğuk suyla ellerini yıkarken ağlama, eline bir toplu iğne battığı zaman çığlıklar atma şeklinde görülebilir.

Dokunma Duyusu İle İlgili Problemler

Otizmli çocukların çevrelerindeki duyusal uyarılara çok farklı tepkiler vermelerine karşın, yeni bir nesneyi tanımada genellikle parmaklarının üstünde gezdirerek dokunma, koklama, zaman zaman ağzına alma veya yalama şeklinde keşfetmeye çalıştıkları gözlenmiştir.

Otizmli çocuklar bazen dokunmayı, bazen de dokunulmayı severler. Bazen her iki durumdan da aşırı derecede kaçınırlar. Bazı çocukları hafif bir dokunuş bile korkutmaya yeter. Herhangi bir kimse tarafından dokunulmak, kucağa alınmak istendiği zaman o kimseyi itmek, ondan kaçmak, yaygın olarak gözlenen tepkidir. Bu çocuklar böylesine küçük bir dokunuştan ürkerken, acı veren durumlara tepkisiz kalabilirler.

Bu tepkiler bazı çocuklarda acıyı, sıcağı ve soğuğu fark etmeme şeklinde ortaya çıkarken, bazılarında soğuk suyla ellerini yıkarken ağlama, eline bir toplu iğne battığı zaman çığlıklar atma şeklinde görülebilir. Bunun nedeni ise, otizmli bireylerde “opiot” sistem denilen vücudun kendi morfin sistemindeki bir bozukluktur. Bazı bireylerde ise örgülü giysileri giymekten ve kişisel bakım etkinliklerinden ( tırnak kesme, yüz yıkanması, saç kestirilmesi gibi ) şiddetle kaçınabilirler. Kimi çocuklar giyecekleri, özellikle de ayakkabıları ve çorapları üzerinde hissetmekten morfin sistemindeki bozukluktan dolayı nefret ederler. Otizmi olan Dr Temple Grandin, bir kitabında çocukluğunda giydiği kolalı bir eteğin, ona dikenli tel gibi geldiğini yazmıştır. Bazı küçük çocukların giysilerini ya da en azından ayakkabı ve çoraplarını her fırsat bulduklarında çıkarmalarının nedeni büyük olasılıkla budur.

Derin duyu sistemi ( Proprioseptif sistem ) ile ilgili Problemler

Derin duyu sistemi; eklem, kas ve beden farkındalığını kapsar, genellikle büyük kas ve küçük kas becerilerinde yetersizlikler yaşarlar. Bu beceriler, derin duyu sistemi içerisine giren bozukluklardıri. Otistik çocukların bir çoğu, bedenlerinin uzayda nerede olduğunu bilmezler. Buna bağlı olarak, bir tramplen üzerinde zıplamayı ya da salıncakta sallanmayı rahatlatıcı bulabilirler. Bazı çocuklar ise masajdan ve derin basınçtan hoşlanırlar. Bu aktiviteler, bir beceri öğrenmeden önce onların motive olmalarına ve kendilerini organize etmelerine yardımcı olmaktadır.

İşitsel Problemler

Otizmin ilk tanımlandığı yıllardan beri, otizmli çocuklarda sese duyusal ve algısal cevap verme ile igili problemler saptanmıştır. Belirtilen özel anormallikler; sese cevap vermeme, işitsel uyaranların, görsel uyaranların üzerindeki baskın yetrsizliği, işitilen uyaranın beyne iletilmesi ve uyarana beynin cevap vermesi işlemlerinde gecikme, seslerin alımının ayarlanma yeteneğinin olmayışı ve bunun sonucunda aşırı uyaran alınmasıdır.

Seslere karşı çok değişik tepkiler gösteren otizmli çocukların, erken çocukluk döneminde bazı seslere hiç tepki vermemesi, bir çok anne babayı çocuklarında işitme problemi olduğu düşüncesine yöneltmektedir. Otizmli çocuklar dışarıdan gözlendiklerinde işitmiyormuş gibi gözükebilirler. Hatta kendi isimlerine bile tepki vermeyebilirler.

Bu alanda yapılan incelemelerde; otizmli çocukların kalabalık alanlardaki sesleri seçemedikleri ve bu ortamlardan rahatsız oldukları saptanmıştır. ( Örneğin; kalabalık ve uğultulu bir ortamda bizler konuşan bir kişiye odaklanarak o kişiyi dinler ve diğer uğultuları perdeleyebiliriz. Ancak otizmli bireyler seslerin tamamını algıladıklarından ortam katlanılmaz gelebilir ve hiç bir şey anlamayabilirler.)

Yapılan işitme testlerinde otizmli çocukların işitme kabiliyetlerinin normal olduğu, ancak konuşma sesleri gibi kompleks sesleri algılamada problemleri olduğunu göstermiştir. Bazı otizmli çocuklar konuşma seslerine dikkat etmezler, onlar mimikler ve objeler ile isteklerini ifade edebilirler. Bu çocukların işitmeyle ilgili problemleri; hem sözcüklerin algılanmasıyla, hem de konuşmanın perdesi ve tonuyla ilgilidir.

Görsel Problemler

Otizmli çocukların bazılarında önemli görsel problemler saptanmıştır. Yoğun iletişim problemi yaşayan otizmli çocuklar, bazen görmüyormuş gibi davranabilirler. Bu çocuklarda gözlerin ve retinanın fonksiyonu genelde normaldir. Bu kişiler göz değerlendirme sınavlarından geçerler. Problem, görsel bilginin beyne iletilmesinden kaynaklanmaktadır.

Otizmli çocukların insan yüzüne ve çevresindeki bir çok nesneye bakmamalarına karşın hareket eden, dönen, parlak olan bazı nesnelere çok uzun süre bakabildikleri bilinmektedir. Bazılarının zaman zaman ışıktan rahatsız oldukları, hatta karanlık bir odada daha rahat ettikleri görülmektedir. Otizmli çocuklar ışıkla karşılaştıklarında kulaklarını, yüksek bir ses duyduklarında gözlerini kapatabilirler.

Otizmli çocuklarda görülen görme ile ilgili problemler;

  • Göz kontağının zayıf olması,
  • Yan bakarak izleme,
  • Göz kırpma,
  • Işıktan rahatsız olma şeklindedir.

Duygusal Tepkiler

Özel Korkular: Elini küvetteki sıcak suya sokarak yaktığı için küvette yıkanmadan korkan küçük kız, bir ayakkabı ayağını sıktığı için ayakkabı giymeyi reddeden çocuk, özel korkuları olan çocuklara örnektir.

Tehlikelerin Farkında Olma: Otistik çocukların genellikle çevrelerindeki tehlikelerin farkında olmamaları, anne babalarını en çok endişelendiren özelliklerdendir

Nedensiz Gülme ve Ağlamalar: Duruma uygun olmayan duygusal tepkiler nedensiz olarak ortaya çıkabilir. Çocuğun kendisi veya bir başkası cezalandırıldığı zaman gösterdiği gülme, aniden bağırma, ağlama gibi davranışların, bulundukları ortamı ve durumu değerlendirememelerine bağlı olarak ortaya çıktığı düşünülmektedir.

Değişikliklere Tepki Gösterme: Eve bir misafirin gelmesi, odasının farklı bir düzene sokulması, sürekli kullandığı çarşafın değiştirilmesi gibi durumlar, otistik özellikteki çocuğun huzursuz olmasına, saatlerce ağlamasına, öfke nöbetleri geçirmesine neden olabilmektedir. Yapılan çalışmaların ardından, bu tür durumlarda yaşanılan sıkıntılar bitebilmekte ya da en alt seviyeye indirilebilmektedir.

Özel Beceriler; Otistik çocukların en şaşırtıcı özellikleri, bazı alanlarda sahip oldukları özel becerilerdir. Birçok otistik çocuğun, konuşmadan önce şarkı söylediği görülür; bazıları ise bir enstrümanı iyi çalabilirler. Bazı anne babalar da, çocuklarında müzik becerisinin yanı sıra kuvvetli bir hafıza olduğunu belirtmektedirler. Çocuğun yıllarca önce gittiği bir yeri, o yerdeki özel bir eşyayı unutmadığını, çok uzun şiirleri ezberleyebildiğini, televizyonda dinlediği çok uzun bir konuşmayı olduğu gibi tekrar edebildiğini sıklıkla anlatmaktadırlar.

Otistik çocukların diğer bir özel becerisi de sayılar ve sayısal ilişkiler üzerinedir. Bazıları sayıları çok çabuk öğrenirler ve çok güç işlemleri akıldan yapabilirler. Ayrıca, gördüğü resimleri çok iyi kopya eden, güzel boyayan, mekanik oyuncakları söküp takabilen, karmaşık bul-yapları kolayca tamamlayabilen çocuklara da rastlanmaktadır.

Erken Okumaya Geçme (hiperleksi); Genellikle yüksek işlevli otizmi olan çocuklar arasında erken okumaya geçme (hiperleksi) görülebilir. Bazı çocuklar konuşmaya geçmeden önce okumaya başlayabilmekte, sayıları tanıyabilmekte, hatta yapılan çalışmaların ardından okuduklarını anlayabilme becerileri de gelişebilmektedir.

 

Zeka Özrü ( Mental Reterdasyon ); birçok olguda eşlik eden zeka özrü tanısı vardır, çoğunlukla orta derecede gerilik görülür. Otistik bozukluğu olanların yaklaşık % 75’ i işlevsel olarak geridir.Ancak son yıllarda bu oranın % 26 ile %55 arasında değiştiğini bildiren yayınlar da yapılmıştır.

Beslenme Problemleri; Otistik çocuklarda beslenme problemleri yaygın olarak gözlenir. Bunlardan çocuğun ilk aylarda emmesi zayıftır, altıncı aydan sonra beslenme problemi artar. Birçok bebek, süt dışında tüm yiyecekleri veya katı gıdaları reddeder, bazıları ise normalin üzerinde hemen her şeyi yiyebilirler.

Kaygı Bozuklukları; Yüksek işlevli otizmi olan çocukların, özgül dil bozukluğu ve normal gelişen çocuklarla karşılaştırıldıkları bir çalışmada, otizmi olan çocuklar, iki karşılaştırma grubuna göre, daha yüksek kaygı göstermişler, ayrılık kaygısı ve obsesif kompulsif bozukluk alt testlerinde daha yüksek puan almışlardır. Otizm grubunun sosyal kaygı puanları da diğer iki gruba göre daha yüksek bulunmuştur

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu; Dikkat kontrolünün tam gelişmemiş olduğu, özellikle zor gelen ve zevk vermeyen durumlarda, dikkat üzerindeki denetimin iyice zayıfladığı durumların başında “hiperaktivite” gelir. Otizmli çocukların bazıları aşırı hareketli olabildikleri gibi, bazılarında “hiperpasif” denilecek ölçüde hareketsiz ve durgun olabilmektedirler. Birçok otizmli çocukta hiperaktivite ile birlikte dikkat dağınıklığı da görülebilir. Bazen de sadece belli ortam ve durumlarda hiperaktivite görülür.

A. Aile eğitimi: Otistik çocukların tedavisinde olarak aile kullanılabilir. Ayrıca otistik çocukların özellikleri ve ailenin tutumları konusunda aileler mutlaka eğitilmelidir.

B.Eğitimsel yaklaşımlar:

Eğitim: Burada otistik çocuklara özel eğitim programları uygulanır. Otistik çocuğun yapacağı görevler ve kazandırılması gereken hedefler çocuğun performansına göre belirlenmektedir. Grup içinde grup yaşamına hazırlayıcı kurallar konur. Kişinin kendine bakım becerileri, yemek hazırlama, alışveriş gibi beceriler kazandırılması amaçlanır.

OTİZMLİ ÇOCUKLARIN EĞİTİMİNDE KULLANILAN YAKLAŞIMLAR

Otizmde Duyusal Yaklaşımlar, duyusal yaklaşımlar arasında oral motor terapi, işitsel entegrasyon, duyusal entegrasyon yer almaktadır

Otizmde Davranışsal Yaklaşımlar,

Lovaas Yaklaşımı; Bu yaklaşım, Los Angeles’ daki Californiya Üniversitesi psikologlarından Dr. O. Ivar Lovaas’ ın çalışmasını temel alır. Lovaas’ ın 1980’ li yıllarda elde ettiği bulgular ve bu tedaviyi otizmli çocuklara uygulayarak aldığı başarılı sonuçlar, bu davranışçı tedaviye saygınlık kazandırmıştır. Lovaas terapisi bir çok karmaşık öğeden oluşan bir tedavi yöntemidir. Pekiştireç kullanımı, uyarıcılar, uyarıcıları besleme, veri alma ve beceriyi kazanma bunlardan bazılarıdır.

PECKS (Picture Exchange Communication System) Yaklaşımı; Pecks yaklaşımı, Delaware otizm programı içinde Bondy ve Frost tarafından 1994 yılında geliştirilmiştir. Pecks’in en önemli özelliği iletişimi çocukların başlatması ve çocuktan çalışmaya yönelik sonuçların çabuk alınmasıdır. Sistem kartlarla çalışma sistemine dayanır.

TEACCH (Treatment and Education of Autistic and related Communication handicapped Children) Yaklaşımı; Bu program 1996 yılında Schopler ve Reichler tarafından geliştirilmiştir. Programın temel felsefesi, otizmli çocukları ve ailelerini anlayıp onlara yardım etmektir. Amacı evden başlayarak sınıfta, okulda, yakın çevrede, daha sonra da iş ve boş zaman faaliyetlerinde yardımsız, destekle veya az destekle çocuklara bir gelecek hazırlamaktır. Bu program, uzmanlar ile ailelerin işbirliğine dayanır.

Etkileşimsel Oyun Terapisi
Floor Time
Portage

Eğitim, çocuğun probleminin tanılandığı ilk anda hemen başlatılmalıdır. Artı Kalite Özel Eğitim Merkezi olarak öncelikle kuruma başvuran ailelerin çocuklarına Gözlem İnceleme ve Değerlendirme Görüşmesi ve Konsültasyonu tamamlandıktan sonra, genel olarak çocuğun hangi düzeyde olduğu, ne kadar süre ile çalışılması gerektiği, kimlerin çocuğun eğitimsel sürecini takip edecekleri konusunda bilgilendiriyoruz. Çocuğun performansı belirlendikten sonra kısa süreli ( 6 ay ) ve uzun süreli ( 12 ay ) hedeflerini, çocuk için uygun olan en etkili eğitim programları hakkında bilgilendirmeler yapıldıktan sonra; aile, çocuk, eğitimci ve okul iş birliği içerisinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Unutmamak gerekir ki her engel grubunda doğru yerde ve doğru zamanda başlanırsa mutlaka gelişmeler olur. Ancak söz konusu Otizm tanısı olduğunda diğer tanılardan ayrılmaktadır. Hiçbir şekilde umutsuzluğa kapılmadan, doğru kişilerle temasa geçerek eğitim sürecini başlatmak ve sürdürmek gerekmektedir.

Bizim Artı Kalite Özel Eğitim Merkezi olarak, bugünden 12 yıl önce 3 yaşında çalışmaya başladığımız öğrencilerin, bugün başarı hikâyelerini yazmakta, otizmin bir çok belirtisini ortadan kaldırarak bu çocuklara daha iyi bir gelecek hazırlamanın haklı gururunu yaşamaktayız. Daha önceleri otizmin zor vakaları olarak izlediğimiz çocukları, bu gün okulda öğretmenlerin haberdar olmadığı, doktorların durumun çok iyi artık rapor vermeyelim dedikleri, hatta bugün koleje giden, bizim kurum olarak “Artık Özel Eğitim İhtiyacı Kalmamıştır” raporu yazdığımız öğrencilerimiz de mevcuttur.

Artı Kalite Özel Eğitim Merkezi olarak otizm konusunda çok sayıda başarı örneklerimiz bulunmaktadır. Doktorların; “Durumu kabullenin, bu çocuk belli bir yere ancak gelir” , dedikleri ancak sonrasında doktorların dahi görüp inanamadıkları vakalarımızın sayısı oldukça yüksektir. Otizmin zor seyrettiği ilk yıllarda umudunuzu asla kaybetmeyin. Otizmin tedavisi, doğru yerde, doğru kişilerden eğitim almak, doğru tıbbi müdahaleleri almak ve çok çabalamaktır. Yol uzun, durum karmaşık görünse dahi önemli olan ASLA VAZGEÇMEMEKTİR!

Biz kendimize, mesleki bilgi, beceri ve donanımımıza güvenerek hiçbir şekilde vazgeçmiyoruz. Siz de ASLA VAZGEÇMEYİN!…

Önerilen Kaynak Kitaplar

  • Resimlerle Düşünmek – Temple Grandin
  • Gerçek Bir İnsan – Gunilla Gerland
  • Benliğini Arayan Çocuk – Virginia Axline
  • Süper İyi Günler – Mark HADDON
  • Otizm El Rehberi – Lorna Wing
Facebook 0972939830 Tải tài liệu
luyện thi IELTS
Kiểm tra trình độ

Error: Contact form not found.